SANATA ADANAN BİR YAŞAM...
Prof. Atilla Atar
Anadolu Üniversitesi
Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı
Onunla 1985 yılında Eskişehir'de tanıştım. O dönemde ülkemizin önemli üç resim yarışmasından biri olan "Yunus Emre Resim Yarışması"nın değerlendirme kurulunun değişmeyen üyesi olarak Eskişehir'e gelmişti. Değerlendirme Kurulunun diğer üyelerinin de çoğu İstanbul'dan, her yıl Mayıs ayında topluca Eskişehir'e gelir, birkaç gün kalıp dönerlerdi. Diğer üyeler mahmut CUDA, Prof. Dr. İsmail TUNALI, Prof. Dr. Bülent ÖZER, Prof. Ali İsmail TÜREMEN, Doğan TUNALI ve sevgili Hamit KINAYTÜRK Anadolu Üniversitesi misafirhanesinde konuk edilir, Güzel Sanatlar Fakültesi ziyaret edilir, birlikte yemek yenilir, söyleşiler yapılırdı.
Yarışmanın değişmeyen seçici kurul üyeleri olarak bu görevlerini, yarışmanın İstanbul'da gerçekleştirildiği 1994 yılına kadar büyük bir özveri ve heyecanla sürdürdüler. Daha sonraki yıllarda Hamit KINAYTÜRK'le görüşmelerimiz telefonla ya da İstanbul'da Mimar Sinan Üniversitesi Öğretim Elemanları Kafeteryasındaki buluşma yerinde sürdü. Her görüşmemizde, "Eskişehir'i özledim, orada ne olup bittiğini, gelişmeleri biliyorum ama görmeyi de çok istiyorum. Serpil Akyıl, Oya Kınıklı ve Erkan Uçkan'ı da görmüş olurum" der, istek ve özlemlerini dile getirirdi. Ancak her niyet edişinde sağlık sorunları nedeniyle ertelemek zorunda kalırdı. Nihayet geçen 28 Nisan 2005 tarihinde konuğumuz oldu.
Fakültemizin kuruluşunun 20. Yılı Etkinlikleri kapsamında düzenlediğimiz "Tarihten Bir Yaprak" söyleşi-konferans için davetimiz onu çok heyecanlandırmıştı. Eskişehir'de kaldığı iki günde onun mutlu anlarına, coşkusuna tanık olduk. Yıllar önce geldiği kenti, kampüsü, fakültemizi çok değişmiş, gelişmiş, çağdaş bir yapılanma içerisinde görmenin memnuniyetini, "Bu kent, bu kampüs , fakülteniz ne denli değişmiş" diyerek hayretle dile getirişini fakültemizde gerçekleştirdiği söyleşi-konferansta da sürdürdü. İnanılmaz güçlü belleğine hayran kaldığımız söyleşi-konferansında; yaşam öyküsünden önemli kesitleri, karşılaştığı zorlukları nasıl aştığını, SANAT ÇEVRESİ dergisini tasarımından yayınına dek hiç aksatmadan tek başına nasıl bugünlere getirdiğini, Sabri BERKEL, Cihat BURAK, Nurullah BERK, Ali Avni ÇELEBİ, Cemal TOLLU ve diğer ünlü ustalarla olan anılarını kendine özgü anlatımıyla bizlere aktarışını kah gülerek kah hüzünlenerek soluksuz dinledik. Öğrencilerimize ışık tutan, yol gösteren özlü sözleri ve anekdotları adeta belleklere kazındı. Ayrılırken en kısa zamanda tekrar gelme isteğini defalarca yineledi. 21 Kasım 2005'teki Nazan ERKMEN sergisine gelmeyi de planlamıştı.
Hastanedeki sıkıntılı günlerinde dahi derginin yayını ve gelecek sayılarına ilişkin programlarını , çalışmalarını hiç aksatmadı. Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi'nden çok etkilenmişti. Derginin Aralık sayısını müzenin tanıtımına ayırdı. Hasta yatağında hiçbir şey aksamasın istiyordu. Telefonla görüşmemiz; "Yazılar, fotoğraflar, logolar...Göndermeyi aman geciktirmeyin! Feyhaman Duran'ın Atatürk Portresi iyi çekilsin, kapakta kullanacağım..." gibi konuşmalarla defalarca sürdü. Aralık sayısı istediği gibi çıkmış, Ocak, Şubat sayılarını hazırlıklarına başlamıştı. Durumunda iyileşme görüldüğü, Kurban Bayramını da evinde geçireceği haberinden birkaç gün sonra Ümit Gezgin'in tefonuyla acı gerçeği öğrendim.
Atatürkçü düşüncelerinden asla ödün vermeyen, tüm yaşamını sanata adayan, hep verici ve gönlü zengin, kadirbilir, dost canlısı sevgili Hamit KINAYTÜRK, kazandırdıkların için sana ne denli teşekkür etsek az gelir.
Sonsuz sevgim ve özlemimle.
SANAT ÇEVRESİ=HAMİT KINAYTÜRK 1. Baskı Ocak 2007