İlk Çalışmalar Kavaklar Soyutlananlar Dönüşüm Ödüllü Baskıresimler
Biyografi Ödüller Üyesi Olduğu Dernekler Seçilmiş Juri Üyelikleri
Kişisel Yurtdışı Yurtiçi Yarışmalı
Yayımlanmış Yazılar Kitap ve Kitap içi Bölüm Yazarlığı Editörlükler Söyleşiler Hakkında Kişisel Sergi Katalogları Radyo ve TV Programları
Geri Dön

Yayımlanmış Yazılar

 UGSYO’DAN BUGÜNE...

Prof. Atilla ATAR


 

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, üç büyük kentimiz dışında Anadolu’da açılan ilk güzel sanatlar eğitimi kurumu olmasının yanı sıra, birçok kentimizde Güzel Sanatlar Fakültesi kurulmasına öncülük eden bir sanat eğitimi kurumudur. Fakültenin 25 yılda ülkemizin önde gelen sanat eğitimi kurumları arasında yer almasında; kendi kaynaklarını yaratan ve varolan birikimini en iyi şekilde değerlendiren  öğretim elemanları, öğrenci ve teknisyen üçlüsünün atölye ve laboratuvarlardaki uyumlu birlikteliğinin önemli payı var. Öğretim elemanlarının sanatsal çalışmalarını da aynı ortamlarda gerçekleştiriyor olması, usta-çırak ilişkisi içerisinde öğrencilere tavır, davranış kazandırmayla eğitim-öğretimin amacına ulaşmasında önemli bir etkendir. Sanat eğitiminin gerekliliğine inanan üst yönetimin koşulsuz desteğini de özellikle belirtmek gerekir. Fakültede öğrenciler, lisans eğitimi sürecinde, ulusal kültürümüzün  zenginlik ve değerlerini yadsımadan evrensel kültür değerleriyle  donanarak, özgürce yaratmanın tadına vararak, geçmişe saygılı, geleceğe güvenle bakan, çağdaş teknolojiyi özümsemiş, yeniliklere açık bir kişilik kazanarak yaşama hazırlanırlar.

Anadolu Üniversitesi’nde çalışmaya 10 Temmuz 1984’ te Açıköğretim Fakültesi kadrosunda öğretim görevlisi olarak başladığımda,  altıgen binanın zemin katındaki  küçük bir odayı Öğün Bakır, Şahin  Özyüksel ile paylaştık. Doç. Dr. Engin Ataç’ın odası da  üst  kattaydı. 1985  Mayıs ayında   Endüstri Mühendisliği binası olarak projelendirilen ancak Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksekokulu’na (UGSYO) tahsis edilen binaya taşındık. Yapımı yeni bitmişti. Derslikler, atölyeler, koridorlar bomboştu, altyapı  ve donanımı  eksikti. Su ve elektriğinin taşındıktan sonra bağlandığını, yağmur yağdığında giriş kapısına çamulara bata çıka ulaştığımızı çok iyi anımsıyorum.

Boş binada Müdürümüz Doç. Dr. Engin Ataç‘ın yanında üç öğretim görevlisi idik. Yedi de personel. Erkan Uçkan, Ekrem Kula, Sadettin Aygün daha sonra kadroya katıldılar.1985-1986 Öğretim yılında  grafik ve seramik bölümlerimize alınan öğrencilerimizi, yeni  bir sanat eğitimi kurumunda her şeye sıfırdan başlamanın heyecanıyla karşıladık. Boş mekanları donatmak için seferber olduk. Başta okul müdürümüz olmak üzere öğrencilerimizle birlikte taşıdık seramik fırınlarını, baskı makinalarını ve diğer araç, gereçleri. İlk yıl derslerimizi yaz tatilinden çalarak tamamlamak zorunda kalmıştık. Zira, yeni olmasına karşın binanın giriş koridorları tavan sıvalarının dökülmesiyle başlayan onarım işleri, derslerin geç başlamasına neden olmuştu. Birinci sınıfta Temel Sanat Eğitimi dersi ağırlıklı program uygulandı. Derslerin bir bölümü İstanbul’dan gelip giden öğretim elemanları tarafından verildi. İstanbul ve Ankara’dan öğretim elemanı desteği daha sonraki yıllarda da sürerken  okulun öğretim elemanı kadrosu da birer ikişer tamamlanıyordu.

UGSYO olarak ilk mezunlarımızı mezuniyet balosu  öğrenci yemekhanesiydi. Başta okul müdürümüz Doç Dr. Engin Ataç olmak üzere tüm öğretim elemanları ve öğrencilerimizle birlikte düzenlediğimiz salonu balonlarla, fenerlerle rengarenk donatmış, ilk mezun vermenin coşkusunu, sevincini ve hüznünü birlikte yaşamıştık. Onuncu yılımızı, yirminci yılımızı kutladık derken, bugün çeyrek yüzyılı geride bıraktık.

1986-1996 yılları arasında önce müdür yardımcısı sonra dekan yardımcısı olarak çalışırken Grafik Bölümü Başkanlığı, daha sonra Çizgi Film Bölümü Başkanlığına atandım. Geçen on yılda bölüm sayısı altıya yükseldi. Öğretim elemanı sayımız da istenen düzeye ulaşıyor, kadrolar tamamlanıyordu.

Dekan olarak göreve geldiğim 2001 yılından başlayarak fakültenin altyapısını, donanımını tamamlama, atölye ve laboratuvarları kurma çalışmalarımıza hız verdik. Bu kapsamda takı atölyesi, bronz döküm fırını, Baskı Sanatları Bölümü atölyeleri, Cam Bölümü atölyeleri ve diğer birimler gerçekleştirildi. Özetle, fakültenin tüm birimleri baştan sona elden geçirildi.

2001 yılında Temel Eğitim Bölümü, 2004-2005 öğretim yılında da Cam Bölümü açıldı. Kuruluş çalışmalarına 2003 yılında başladığımız  Cam Bölümünün bulunduğu bodrum, heykel kalıplarının, çeşitli atık ve gereksiz malzemelerin atıldığı bir depoydu. O dönem Rektörümüz Prof. Dr. Engin Ataç’ın isteği ile bölümü bugün kapladığı alanda oluşturduk. Bu dalda yetişmiş öğretim elemanı olmadığı için çalışmaya önce cam ustalarıyla başladık. Başlangıçta, ders programını oluştururken sıkıntılar yaşansa da sonunda akademik sisteme uygun ders programlarını hazırladık, fırınları, atölyeleri kurduk. Cam Bölümü’nün bugünkü düzeye gelmesinde, o dönem Bölüm Başkanı olan Yard. Doç Ekrem Kula’nın  özverili çalışmalarının, cam ustaları Yusuf Görmüş, Can Bozkurt, Nasuf  Cömert ve Köksal Türker’in de değerli çaba ve katkılarının büyük payı var.

Öte yandan, eğitim-öğretimin sağlıklı ve amacına uygun sürdürülmesi için ders programlarının gözden geçirilmesi, değişen koşullara uygun hale getirilmesinin yanı sıra, gerek yurtiçi gerekse  yurtdışındaki çalışma ve gelişmelerden bilgilenmek, yararlanmak amacıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Yurtiçi ve yurtdışındaki sanat eğitimi kurumlarıyla ortak etkinliklerimiz, Tokyo Ulusal Güzel Sanatlar ve Müzik Üniversitesi ile Üniversitemiz arasında 2002 yılında imzalanan anlaşmanın ve Sokrates-Erasmus programlarının  da devreye girmesiyle daha da yoğunlaştı. Çok sayıda öğrencimiz, gerek kendi bireysel çabalarımız, gerek öğrencilerimizin çabaları, gerekse Sokrates programı çerçevesinde koordinatör arkadaşlarımızın yoğun çabaları sonucu yurtdışına gönderildi. Gönderilen öğrencilere karşılık yabancı öğrenciler de fakültemizde öğrenim gördü.  Bu ilişkilerde, güçlü etkili bir eğitim aracı olan sanatın, ortak anlayış, beğeni ve davranışların ortaya çıkmasına, birey ve toplumların yakınlaşmasına katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Yabancı sanat eğitimi kurumlarıyla yapılan bu ortak çalışma ve etkinlikler, kültürel, sanatsal etkileşim, bireysel birikim ve deneyimlerin paylaşılması gibi önemli kazanımlar sağladı. Çok sayıda öğrencimizin Sokrates programından yararlanmalarında; Güzel Sanatlar Fakülteleri içinde ilk kez Prof. Dr. Engin Ataç’ın girişimiyle fakültemizde 1998-1999 Öğretim Yılında başlatılan Zorunlu/ İsteğe Bağlı İngilizce Hazırlık Sınıfı uygulamasının ne denli önemli  olduğunu vurgulamak isterim. Yılsonu öğrenci sergilerimiz, salt Eskişehir’de değil, il dışında Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Samsun gibi önemli sanat eğitimi kurumlarının bulunduğu  illerimizde, bir kez de Almanya Münster’de gerçekleştirildi. İlk kez, ART-İST 2005 15. Uluslararası Tüyap Sanat Fuarına öğretim elemanlarının yanında  öğrencilerimizin çalışmalarını 660 metrekarelik geniş bir alanda sergilemek üzere davet edildik. Fuarda, 20. Yıl Etkinlikleri kapsamında düzenlenen öğrenci sergisi ile 20 yılın sergi afişleri sergisi ve müze koleksiyonundan  seçilen Quensen bağışı büyük boy litografiler  sergisi olağanüstü ilgi gördü, beğenildi.  Bu katılım  daha sonraki yıllarda da başarıyla sürdürüldü. Ayrıca sanat fuarı kapsamında, Üniversitemiz Çağdaş Sanatlar Müzesi’ne “ART-İST 2005 Koleksiyoner Kurum Onur Ödülü” verildi. Bireysel ilişkilerimizin sonucu çok sayıda yabancı sanatçı, sanat eğitimcisi fakültemizde konferans, söyleşi, atölye çalışması, sergi ve üç haftadan bir yarıyıla uzanan sürelerde ders vererek kendi birikim, deneyim ve bilgilerini öğrencilerimizle, öğretim elemanlarımızla paylaştılar. Keza öğretim elemanlarımız da yurtiçi ve yurtdışında aynı tür etkinlikler içerisinde oldular.

1992’ de Uygulamalı Güzel Sanatlar Yüksekokulumuz Güzel Sanatlar Fakültesi adını aldı.                       

1994 yılında yayına başlayan ve 11. sayısında devraldığımız  “Anadolu Sanat” dergisini, akademik sanatbilim dergisi olarak yetkinleşme çabasının yanı sıra değişimin de gerekliliğine inanarak biçimsel ve içerik olarak yeniden düzenledik. Derginin yayımını, güzel sanatlar eğitimi veren yükseköğretim kurumlarının gereksinim duyduğu, sanatın kavramsal boyuttaki bir etkinliği olarak değerlendirdik ve sürdürdük.                                                                                          

Fakültemizin 2005 yılında düzenlediği 20. Yıl Etkinlikleri gerçekten çok yoğun geçti. Bu etkinliğin organizasyonunu “20. Yıl Etkinliklerini Kutlama Kurulu” nda görevli  değerli öğretim elemanı arkadaşlarımla gerçekleştirdik. Programdaki sergiler, konferanslar, söyleşiler, atölye çalışmaları, geziler, mezunlarımızla buluşma ve diğer etkinlikler  yıl boyunca aralıksız sürdürüldü. 18 Haziran 2005 tarihinde çok sayıda mezunumuzla fakültemizin tüm mekanlarında, ön ve arka bahçesinde buluştuk, eğlendik, özlem giderdik, sorunlarımızı paylaştık ve en kısa zamanda yeniden buluşmak üzere ayrıldık. Mezunlarımızla buluşmamızdaki amaç, kurduğumuz iletişimin devamlılığını, mezun olan öğrencilerimize, dolayısıyla kurumumuza yönelik yararcı bir tavırla sürdürebilmekti. Özellikle mezunlarımız bu buluşmadan çok etkilendiler ve daha sık yinelenmesini istediler. Beklediğimizin çok ötesindeki bu ilgi doğrusu bizleri de çok mutlu etti.

Bu etkinliklerde fakültemizin 20 yıllık geçmişinin bir hesaplaşmasının ötesinde, bugün neredeyiz?  Eksiklerimiz neler? Uluslararası  etkinlikleri ne oranda gerçekleştirebiliyoruz? Bütün bu olanların ışığında  geleceğe yönelik projelerimiz neler olabilir? gibi soruların yanıtlarını bulmaya çalıştık.

Güzel Sanatlar Fakültesi olarak öğrencilerimizin, sanatçı adayları olarak  kendilerini ürettikleriyle ifade edebilmeleri için geçen yıl, yani 20. yıl etkinlikleri kapsamında fakültemiz salonlarında öğrenci sergileri düzenlendi. G, S, ve F adını verdiğimiz sergi salonlarında öğrencilerimiz sanat ürünlerini ve tasarımlarını ister bireysel, ister grup olarak sergileme olanağı buldular. Profesyonel bir sanatçı gibi çalışmalarını sergilenir hale getirdiler, davetiyelerini, afişlerini hazırladılar. İsteyen  açılışta kokteyl verdi. Devam eden bu uygulama, profesyonel yaşama bir hazırlık fırsatı vermenin yanında, kendilerine olan güveni arttırırken, zaman zaman kentimizde ve diğer büyük kentlerimizdeki özel galerilerde,  kurumlara ait galerilerde, bireysel ya da grup sergileriyle profesyonelliğe geçişin de ilk adımını oluşturdu diyebilirim. Bu uygulamanın ne denli yararlı olduğunu bugün daha  iyi anlıyoruz.

Eskişehir’in sanatsal ve kültürel ortamına katkı sağlayan Anadolu Üniversitesi Çağdaş Sanatlar Müzesi 14 Kasım 2001’ de dönemin Rektörü Prof. Dr. Engin Ataç’ın girişimiyle kuruldu. Yine onun yönetici olduğu dönemlerde büyük bir bölümü müzeye kazandırılan koleksiyonun oluşumunda, on yıl boyunca düzeyli sergiler düzenlediğimiz Palet Sanat Galerisinin önemli bir payı var. Bu sanatsal birikim, galerinin 1997’ de kapanmasından sonra  Yunusemre Yerleşkesindeki kütüphane sergi salonlarında  gerçekleştirilen sergilerden satın alınan ya da bağışlanan  seçilerek zeginleştirildi.

Ülkemizde, üniversite bünyesinde kurulan ilk sanat galerisi olan Palet Sanat Galerisi’ nde ve yerleşkedeki sergiler, sanatçılarla söyleşiler, konuk sanatçılarla baskıresim atölyelerinde baskıresim çalışmaları, koleksiyon sergileri, 1992, 1993, 1994, yıllarında Tüyap Sanat Fuarına Palet Sanat Galerisi adına katılımlar ve diğerleri. Türk ve yabancı 223 sanatçıdan 520 eserin müze koleksiyonuna kazandırılmsının arkasında saklı bir yığın anı.

Fakültenin kuruluş programında var olan Baskı Sanatları Bölümü’nün altyapısı ve oluşumunun başlangıcı 1987’ye dek uzanıyor. İlk baskıresim atölyesini o tarihte kurduk. Başlangıçta bazı eksikliklerini,   araç ve gereçlerimle tamamlayarak tam donanımlı hale getirdiğimiz  baskıresim atölyeleri kısa sürede adından söz edilir hale geldi. Baskıresmin çok kişi  tarafından uygulanması, dolayısıyla kitleler tarafından tanınması gerekiyordu. Öncelikle kendi atölyelerimizde kullanmak, sonra da sanat eğitimi kurumlarında baskıresim atölyelerinin işletilmesi, kurulmasını teşvik etmek için 2006 yılına dek üniversitelerimiz atölyelerinde yaklaşık 13 yıl baskıresim  preslerini üretildi. Deneye yanıla, ama her defasında mükemmele ulaşma çabası içerisinde deneyimli ustalarımızla birlikte mükemmele çabası içerisinde olduk. Presler sanat eğitimi kurumları tarafından ilgi gördü, satın alındı. Onlarca baskıresim atölyesi kuruldu.

Baskıresim, eğitim kurumlarımıza resimden sonra girmesi, sanatçılar arasında yeterince tanınmaması, kültürümüzde fazla yer almamasından dolayı istenen düzeye ulaşamamıştır. Baskıresme olan ilginin çoğalması ve sürekliliğini sağlamak, ancak baskıresmin daha çok kişi ve sanatçı tarafından üretilmesiyle olanaklıdır.

Resim deyince pentür’ün akla geldiği bu alanda baskıresmin de varolduğunun bilinmesi gerektiğinden hareketle ülkemizin gereksinim duyduğu elemanları yetiştirmek için Baskı Sanatları Bölümünü 2000-2001 Öğretim yılında kurduk. Bu dalda nitelikli ürünler veren sanatçı adayı ve sanatçıların çoğalması özgün baskıresme olan ilgiyi de artıracaktır

Tüm bu etkinliklerimiz ve çalışmalarımız, sanat çevrelerince izleniyor ve değerlendiriliyor olmalı ki, Fakültemiz, Çağdaş Sanatlar Vakfı tarafından Kurumsal Onur Ödülü ile onurlandırıldı. Kurumsal alanda “2004 ÇAĞSAV Onur Ödülü” fakültemize;   ”Kısa sürede büyük gelişme sağlayarak ülkemizin güzel sanatlar alanında önde gelen eğitim kurumlarından biri haline gelmesi, öğrenci-öğretici-teknisyen üçgenini başarıyla oluşturup fakültenin tam zamanlı öğretim-üretimde olması, mezunlarının piyasada aranılır hale gelmesi, bulunduğu kent dokusuyla uyuşum içinde toplumda plastik sanatlara duyarlılığın arttırılması yönündeki etkinlikleri, oluşturmaya başladıkları kolesiyonu kısa sürede büyüterek Türkiye’nin önde gelen çağdaş ressam ve heykeltraşlarının yapıtlarından oluşan bir çağdaş sanatlar müzesini oluşturarak halka açması, üç büyük kentin yanı sıra Anadolu kentlerindeki yeni üniversitelerde de sanat öğretiminde iddialı ve başarılı olunabileceğini kanıtlaması nedeniyle”  verildi.

Kuruluşunda bulunmaktan, on yıl müdür yardımcısı, dekan yardımcısı ve bölüm başkanı, 2001-2007 yılları arasında da iki dönem  dekan olarak hizmet etmekten büyük onur duyduğum fakültemizin başarı çizgisinin daha yükseklere ulaşacağı inancıyla; kuruluş fikrinin sahibi ve öncüsü Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen’ e, on yıl boyunca kurumun kurucu Müdürlüğü ve Dekanlığını yapan, öğretim kadrosunu oluşturan, yeni bölümler kuran ve fakültenin bugünkü düzeye gelmesinde çok önemli katkıları olan ve Rektörlüğü döneminde de desteğini esirgemeyen Prof. Dr. Engin Ataç’ a, yöneticilerimize,  dekanlarımıza, dekan yardımcılarımıza, bölüm başkanlarımıza,  kuruluşundan bugüne çalışan değerli öğretim elemanı arkadaşlarıma, değerli idari personele, tüm mezunlarımıza ve öğrencilerimize teşekkür ediyor, aramızdan ayrılan sevgili arkadaşlarımızı ve öğrencilerimizi de özlemle, saygıyla anıyorum.

 

(25. YIL Güzel Sanatlar Fakültesi Albümü, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Yayınları No: 60, 2010, Eskişehir)