YANSIMALAR
Şefik KAHRAMANKAPTAN
Eskişehir’de Parlayan Bir Yıldız…
Ülkedeki gelişmeleri, geriye gidişleri, toplum tepkilerini anlayabilmek için Ankara’da yaşayanların mutlaka değişik yöreleri ziyaret etmesinde yarar var. Mardin’e yaptığımız geziden sonra geçtiğimiz hafta da Eskişehir’deydik.
Eskişehir’e damgasını vuran bence, gerçek bir burjuva ailesi olan Zeytinoğlu ailesinin kurduğu Eskişehir Festivali ile 1958’de kurulan İktisadi Ticari İlimler Akademisi’nin 1982’de Anadolu Üniversitesi’ne dönüşümüdür.
Bugün Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Yılmaz Büyükerşen’in oluşturduğu sağlam temel, “özüne yeterek büyüme” stratejisi, özellikle ikinci dönemini sürdüren rektör Engin Ataç tarafından öylesine geliştirilmiş durumda ki, adeta kentle üniversite özdeşleşmiş gibi…Eskişehir ekonomisinde, iki bini aşkın hoca ve 22 bini aşkın sürekli öğrencisiyle motor görevi yapıyor üniversite.
Büyükerşen, Mülkiye-Mali Şube 1968 mezunu Ataç’ı, Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kurma göreviyle getirdiğinde, Ataç’ın en önemli yardımcısı Gazi ve Paris mezunu ressam Atilla Atar’dı.
Aradan 19 yıl geçmiş. Bugün Ataç rektör, Atar da GSF’nin dekanı…Sonuç mu?
Ortada “meyveli bir ağaç” var. Çekemeyen, dileyen, istediği gibi taşlasın!
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, özgün baskı atölyeleri, Türkiye’de tek ve yetkin animasyon bölümü, bu yıl 8 öğrenciyle kapılarını açacak olan cam bölümü, seramik ve heykel atölyeleri, grafik bölümü, Türkiye’nin ilk ve tek Çağdaş Sanatlar Müzesi’yle pırıl pırıl parıldıyor.
Türkiye’nin plastik sanatlar alanındaki en prestijli ödülü olan ÇAĞSAV Onur Ödülü 2004’ün bu fakülteye verilmesi boşuna değil, okul daha nice ödülleri hak ediyor. Bu yargıya, yıl sonu sergisini ve atölyeleri tek tek gezdikten, öğrencilerin gözündeki ışıltıyı, dekan ve rektörle aralarındaki samimi diyalogu gördükten sonra vardım.
Yıl sonu sergisinin açılışında rektör Ataç sanatın da disiplin gerektiren bir uğraş olduğunu, okulun sistemli çalışma ve disiplin sayesinde “zanaatkar” değil, gerçek sanatçı adaylarını yetiştirdiğini hatırlatması bence çok önemliydi. Adeta kendine “sanatçı” etiketini yapıştırmaya çalışan ama yolunu kaybetmişlere bir mesaj gibiydi.
Grafik bölümünün sergisini gezerken özellikle Time dergisi için yapılmış kapak çalışmaları dikkatimi çekti. Güncelliği başarıyla yakalayan öğrenciler özgün fikirlerle AB, Kıbrıs, 11 Eylül, Irak gibi konuları işlemişlerdi. Özellikle Saddam’ın heykelinin yıkılışı görüntüsünün gölgesinde Özgürlük Anıtı’nın yıkılıyor olduğu imajını işleyen kapak çok başarılıydı.
Animasyon bölümünün filmlerini izlerken, aynı temayı başka yönüyle işleyen “Besle kargayı, oysun gözünü” çalışması da güncelin ne denli başarıyla yakalandığına önemli bir örnekti.
Fakültenin dekanı Atilla Atar, Türkiye’nin önde gelen taşbaskı (litografi) ustasıdır ama tüm özgün baskı dallarına özel bir duyarlılığı vardır. Bu duyarlılığın, eskiden Almanya’dan ithal edilen baskı preslerinin üniversite atölyelerinde daha gelişmiş biçimde imal edilmesine kadar ulaştığını gözledim. Artık Anadolu Üniversitesi, çeşitli fakültelere ve baskı sanatçılarına pres satan bir duruma gelmiş. Bu arada, gravür dalında hocaların hocası Mürşide İçmeli için imal edilmiş baskı presini de gördüm.
Yerleşkedeki eski talimgah restore edilerek elde edilen taş binada kurulan Çağdaş Sanatlar Müzesi ise, hem Türkiye’nin “ilk”i olmanın gururunu taşıyor hem de onlarca yıllık emekle oluşturulmaya çalışılan koleksiyonun rahatlıkla izlenmesini sağlıyor. 110 metrekarelik üç sergi salonundan oluşan müze binası, çağdaş güvenlik sistemi, korunaklı depo bölümüyle 102 Türk, 20 yabancı, 122 sanatçının yapıtlarına ev sahipliği yapıyor. Ne mutlu!
Ankara’ya döndüğümde elektronik posta kutumun bir kısmı kirletici reklam mahiyetindeki gönderiler olmak üzere dolup taştığını gördüm. Sevgili İsmail Sezen’in Ankara Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nın yıl sonu gösterisine davet mesajını okuduğumda çok geçti, gösteri çoktan başlamıştı bile.
Birden aklıma düştü. Sahi, Hacettepe Devlet Konservatuvarı’nın yıl sonu konseri ne zaman acaba? Doğrusu genç besteci adaylarının neler yaptığını merak ediyorum.
TURKISH PROBE , YANSIMALAR , 2-8 Temmuz 2004